6 Haziran – İsviçreli hekim, psikiyatrist, psikolog ve deneme yazarı Carl Gustav Jung’un ölüm yıldönümü
İnsanlar, hayatın kendilerine sunduğu, önlerine koyduğu soruları ve görevleri kabul etmediklerinde ne kadar büyük bir risk aldıklarının farkında değiller. Doğalarının gerektirdiği acı ve ıstıraptan kaçmaya karar verdiklerinde, aslında hayatın kendilerine biçtiği borçları ödemeyi reddetmiş olurlar ve bu yüzden hayat çoğu zaman onları yoldan saptırır.
Kendi kaderimizi kabul etmezsek, onun yerini başka bir tür acı alır: bir nevroz gelişir. Ve inanıyorum ki “yaşamak zorunda olduğumuz” hayat, bir nevrozdan çok daha kötü değildir. Eğer acı çekeceksem, bu “benim” gerçeğim yüzünden olsun. Nevroz, çok daha büyük bir lanettir! Genelde bir nevroz, hayattan kaçışın bir yedeğidir; hayattan sakınmak, bir şeyden kaçınmak için bilinçsiz bir arzudur.
İnsan, gerçekte olduğu şeyi yaşamaktan “daha fazlasını” yapamaz. Ve hepimiz, zıtlıklar ve çelişkili eğilimlerden oluşuruz. Uzun bir düşünme sürecinden sonra şu sonuca vardım: İnsan, gerçekten olduğu şeyi yaşamalı ve bunun sonucunda ortaya çıkan zorlukları kabul etmelidir; çünkü kaçınmak çok daha kötüdür.
Bugün diyebilirim ki: Kendime sadık kaldım, elimden geleni, bilgim ve anlayışım ölçüsünde yaptım. Doğru muydu, yanlış mıydı, bunu söyleyemem.
Acı, her durumda kaçınılmazdı. Ama ben, gerçekten bana ait olan şeyler yüzünden acı çekmek istiyorum. Bu yolu seçmemde belirleyici olan faktörlerden biri de şuydu: Eğer hayatımın amacına ve zorluklarına tam olarak cevap vermezsem, çocuklarım bunları miras alacak ve kendi zorluklarının yanı sıra benim yaşamadığım hayatın yükünü de taşımak zorunda kalacaklardı.
Ebeveynlerimin bana bıraktığı ağır yükün farkındayım. Böyle bir yük, öylece sırtınızdan atılabilecek bir şey değildir. İnsan, salyangozun kabuğunu sırtında taşıması gibi bu mirası kabul eder ve taşır. Akıllı olmak ya da mantıklı davranmak, hayatın üstesinden gelmek için yeterli değildir. Belki bazı sorunlardan kurtulabilirsiniz ama bu süreçte kendi hayatınızdan da uzaklaşırsınız.
Kendi hayatını yaşamayanların kaderini gördüm; bu, gerçekten dehşet verici bir şey. Kendi kaderini yaşayan, bilgisi ve yetenekleri ölçüsünde en iyisini yapmaya çalışan insanların pişmanlık duymaları için bir neden yoktur. Bir bakıma Voltaire haklıydı: İnsanın sadece “yapmadığı” şeylerden pişman olması gerekir. İnsan olarak bize düşen borçları kabul etmemiz son derece önemlidir. İleri yaşlarda pişmanlık duyacağımız şeyler, muhtemelen kaçırdığımız harika anlar ya da deneyimler olmayacak; hayatı elimizden kayıp gitmesine izin verdiğimiz anlar olacaktır.
Alıntı ve Jung’un fotoğrafı: Reflections on the Life and Dreams of C.G. Jung by Aniela Jaffé from conversations with Jung, Daimon Verlag, 2023.
